Yaratıcılık bir başkasına öğretilebilir ve aktarılabilir, ancak aynı zamanda kesinlikle beslenmelidir. Çoğu zaman etrafınızdakilerden anlık ilhamlar yakalıyor olsanız bile, yaratıcılık sizi bir şimşek gibi çarpmaz, sürdürülebilir ve hatta bir rutin içerisinde desteklenip dallanırsa ciddi boyutlara ulaşabilir. Bu noktada kendinize çok fazla yük yüklememelisiniz. Yaratıcılığınızı geliştirmek istiyor ve bu konuda fikirlere ihtiyaç duyuyorsanız, aşağıdaki adımları izleyin.
Bölüm 1: Zihni Toparlamak
1. Geri dönüşlere şüpheci yaklaşın. Kendi yolunuzda devam edin. Bir konuda başkasının geri dönüşünü almak her zaman doğru cevaba ulaşacağınızı göstermez çünkü her insanın kendine ait fikirleri vardır ve bu fikirler sizin işleriniz üzerinde de farklı sonuçlar doğuracaktır. Başkalarının düşünceleri sizi olduğunuz yoldan çıkarmak ve başka kalıba sokmak yönünde olabilir. Bu hareket iyi niyetli yapılış olsa bile sizi boğacaktır. Başkalarının fikirlerini almaya özen gösterin ancak bu fikirlerin sizi yolunuzdan çıkarmasına izin vermeyin.
Zaman ilerledikçe ve birçok kişinin fikrini aldıkça, hangi geri dönüşün sizin için daha değerli ve yol gösterici olduğunu anlamak kolaylaşacaktır.
Yaratıcı çalışmanız sona erdiğinde, her ne olursa olsun, geri dönüşü işinizin sonunda almaya gayret edin. İş esnasında alınan fikirler ve yapılan eleştiriler sizi boğabilir ve yaratıcılık sürecini baltalayabilir.
İnsanların sizin düşüncelerinize karşı durabileceği fikrini aklınızdan çıkarmayın çünkü bazıları var olanı kabul etmeyi yeğleyebilir. Bu dinamiği bozacak veya değiştirecek bir fikriniz olması durumu, diğerlerini tehdit altında bırakabilir.
2. Kendinizi eleştirmekten korkmayın. Başkalarının size karşı sertliğini siz de kendinize gösterin. Her zaman kendinize yaptığınız işi nasıl daha iyi hale getirebileceğinizi ve farklı neler üretebileceğiniz sorularını yöneltin. Mükemmel olmadığınızı kabul edin ve olabildiğince iyi olmak için mücadele edin. Eğer yaptığınız işte herhangi bir hata bulamıyorsanız, o halde yeterince fazla denemiyorsunuz demektir.
Kendinizi eleştirmek sürekli bir şeyleri kaçırdığınız ve yanlış yaptığınız anlamına gelmez. Güçlü yanlarınızı takdir edebildiğiniz gibi elinizdeki işi eleştirebilmeyi de becermeniz gerekir.
3. Mükemmeliyetçi olmayın. Yaratıcılıkta başarıya ulaşmak için birçok yol vardır. Hiçbir insan mükemmel değildir ve hatta bu sebeple bilinen en yaratıcı sanatçılar bile işlerinde düzeltilmemiş bilinçli hatalar bırakırlar. Doğa bile kendi başına mükemmel değildir. Bu yüzden mükemmel olmak için çabalamayın, bu sadece çalışmanızı eşsiz kılan özelliklerin yok olmasına sebep olacaktır.
Mükemmeliyetçi olmak çalışmanızın sonucunu kötü etkileyebilir. Tabi ki çok yüksek kalitede işler ortaya çıkarabilirsiniz ancak her zaman deneyimleyerek daha az mükemmel ve sıra dışı şeyler ortaya koymaya çalışın.
Kötü fikirler üzerinde çalışın. Kötü fikirlerle sahneye geliyor olsanız bile bu sizin yaratıcı olduğunuzu gösterir, bu yüzden bu fikirlerinizi geliştirmeye yönelin ve onları mükemmel hale getirmeye çalışın. İyi yönlerinizi mükemmelleştirmektense kötü yönlerinizi iyi hale getirmeye gayret edin.
4. Yaratıcılığınızı kişilik özelliklerinize bağlamayın. İnsani özellikleriniz birçok farklı şekilde değerlendirilebilir: insanlara nasıl davrandığınız, kendinize nasıl davrandığınız, dünyaya karşı ne kadar sevgi barındırdığınız, zor durumlarla nasıl baş ettiğiniz gibi özellikler tamamen kişiliğinizle alakalıdır. Yaratıcı çabalarınızda başarısız olduğunuz takdirde, bunun kişiliğinizi kötü etkilemesine izin vermeyin. Bunu daha iyi olmak için bir fırsat olarak görün. Kendi çalışmanızı arkadaşlarınızınkilerle kıyaslamamaya da özen gösterin. Herkes kendi alanında çalışır ve bu kıyaslama size ilham vermektense sizi oldukça sinirlendirecektir.
5. Kendinizi başarısız olduğunuz durumlarda düşünün. Her ne kadar mantığa aykırı görünse de oldukça önemli bir adım. Birçok mükemmeliyetçi insan başarısız olmaktan korkar ve sadece başarılı oldukları alanlarla ilgilenmeye yönelirler. Bu duruma yenik düşmeyin. Egonuzu bir kenara bırakın ve başarısızlığa hazırlıklı olun, yeni ve zorlu yollara adım atın. Belki de resim çizmekten korkup asla yeltenmezken, bu sayede ne kadar başarılı olduğunuzu görebilirsiniz. Bir şair olduğunuzu düşünün ve kısa bir hikâyeyi tükenmez kalemle yazmaya başlayın. Her ne kadar sizin alanınızın dışında olsa da, bundan keyif alarak ve sizin en harika eseriniz olmayacağını bilerek yazmaya devam edin.
6. Bir yetişkin gibi düşünün ve bir çocuk gibi davranın. Yaratıcı olmaya çalışan birçok yetişkin bu yolda zorluklarla karşılaşabilir: Neyin izinli olduğu ve nasıl davranmamız konusunda verilen birçok kural yaratıcılığınızı kötü yönde etkileyebilir. Bunun yerine, bir yetişkin olarak kazandığınız doğal zekanın tümünü kullanarak gereken zamanlarda bir çocuk gibi davranın. Bir çocuk olarak bulundurduğunuz merak ve duyarlılıkla tanıştığınız her insana veya gördüğünüz her ağaca dikkatlice ve büyülü bir şekilde bakın.
Çocuklar dünyayı anlamak için birçok soru sorarlar. Asla bu huyunuzdan vazgeçmeyin.
Çocuklarda sürekli kendini yenileyen bir yaratıcılık vardır çünkü her geçen gün dünyayı biraz daha öğrenirler ve kuralların varlığından habersizdirler.
Kuralları çiğnemekten korkmayın. İçinizdeki oyun isteğine sadık kalın ve dünyayı keşfe çıkın.