Hormonlar; büyüme ve gelişme, üreme, metabolizma fonksiyonları ve cinsel fonksiyonlar gibi vücudun birçok farklı sistemi üzerinde önemli bir role sahiptir. Vücut hormonlarından temel olarak endokrin bezleri sorumludur. Vücudumuzdaki hormonların büyük bir bölümü hipofiz, epifiz, timüs, tiroid, böbreküstü bezleri ve pankreas tarafından salgılanır. Cinsel fonksiyonlar ve üreme fonksiyonlarından sorumlu hormonlar ise testisler ve yumurtalıklar tarafından üretilir.
İnsülin Seviyelerini Arttırmak
1. Göreceli ya da mutlak insülin eksikliği taşıyıp taşımadığınızdan haberdar olun. İnsülin pankreas tarafından salgılanır ve kan şekerinizi normal seviyede tutmaktan sorumludur. Ayrıca, protein ve yağ metabolizmasını düzenlemektedir. İnsülin eksikliği, şeker hastalığına neden olabildiği için oldukça ciddi olabilir. Bununla birlikte insülin eksikliği göreceli ve mutlak olmak üzere 2 farklı formda görünebilir.
Göreceli insülin eksikliğinde (Çok daha yaygındır.) pankreas tarafından üretilen insülin seviyesi normal ya da normalden biraz daha yüksektir. Ancak, insülin reseptörlerinde birtakım bozuklukluklar meydana gelir ki bu, reseptörleri insüline karşı dirençli hale getirir. Bunun sonucunda; pankreas yorgun düşer ve insülin salgılayan hücreler bozularak diyabete neden olur.
Mutlak insülin eksikliğinde, temel bozukluk pankreastadır. Pankreastan daha az insülin salgılanmakta ve bu durum diyabete neden olmaktadır.
2. Diyabet semptomlarını araştırın. Diyabet semptomları; susuzluk, iştahta artış, idrar sıklığında artış, bitkinlik, tekrarlayan enfeksiyonlar ve yaraların geç kapanması gibi belirtileri içerir.
Bu belirtilerden birkaçına sahipseniz ve diyabet hastası olabileceğinizden şüpheleniyorsanız, sağlık kontrollerinden geçin. Aç iken kan şekeri seviyeniz 7 mmol/L’den yüksek ise bu, diyabete işaret etmektedir.
Diyabet hastaları için, insülini işlevsel tutmanın, hormon seviyelerini arttırmaktan çok daha önemli olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bu, pankreastan insülin salgılanma sürecinin doğru bir şekilde işlediğinden emin olmanız gerektiği anlamına gelir (Direnç nedeniyle zaman kaybına karşıt olarak)
3. Şeker kullanımından kaçının. Glukoz, fruktoz ve galaktoz direkt olarak midede sindirilir. Bunlar hızlıca birbirlerinin formlarına dönüşebilen basit şekerlere örnektir. Bu şekerleri ya da hızlıca bu şekerlere dönüşebilen şekerleri yüksek oranda içeren yiyecekleri yerseniz, kan şekeri seviyeleriniz hızlıca yükselir.
Bunun sonucunda, pankreasınız kan şekeri seviyenizi düşürmek için yeterli düzeyde insülinin açığa çıkmasını sağlamak için daha fazla çalışmak zorunda kalacaktır. Tekrarlayan insülin salgıları, pankreası yoracak ve sonunda insülin salgılayan hücrelerin zarar görmesine neden olacak, bu da diyabetle sonuçlanacaktır.
Bal, pekmez, beyaz şeker, esmer şeker, sakaroz, şeker kamışı şekeri, şekerleme, pasta ve gazlı içecekler gibi basit şekerleri içeren gıdaları tüketmekten kaçının.
Bunun yerine, bağırsakta görece daha yavaş olarak basit şekerlere dönüşen kompleks karbonhidratları tüketmeyi deneyin. Bu, glukoz seviyelerindeki artışı kontrol edebilmesi için pankreasa yeterli zamanı sağlamaktadır. Tam buğday unu, tam tahıllı gevrekler, esmer pirinç ve mısır; kompleks karbonhidratlara örnektir.
4. Yüksek lifli bir beslenme şeklini benimseyin. Lifler, insan bağırsağında sindirilemeyen kompleks karbonhidratlardandır (Selüloz). Diğer karbonhidratların emilimini yavaşlatarak, insülin açığa çıkarabilmesi için pankreasa yeterli bir süre sağlar.
Sebzeler, yüksek lifli bir beslenmenin olmazsa olmazlarıdır. Günde beş porsiyon sebze yemeyi denemelisiniz.
Lifler ayrıca, doygunluk (tokluk hissi) sağlayarak daha az yemenize ve vücudunuzun insüline olan ihtiyacının azalmasına neden olur.
5. Sağlıklı bir kiloda kalın. Obezite, dünya çapında Tip 2 diyabetin nedenleri arasında ilk sıradadır. Aşırı yağ (Özellikle bel gölgesinde) vücudunuzun insülini işlevsel bir şekilde kullanmasına engel olur. Bu durum insülin direnci olarak adlandırılır.
Rafine şekerler ve doymuş yağlar, obeziteye neden olur. Bu nedenle; tereyağı, hayvansal yağlar, işlenmiş etler, peynir ve krema gibi ürünlerden kaçının. Bunlar kötü yağlara örnektir.
6. Düzenli olarak egzersiz yapın. Egzersiz, pankreastan insülin salınımını teşvik eder. Ayrıca, daha fazla insülin reseptörünün işlev görmesini sağlar. Bu, salınan tüm insülinin etkili bir şekilde kullanılacağı anlamına gelir. Egzersiz de fazla yağın yakılmasını sağlar. Tüm bunlar, insülin direncinin üstesinden gelmenize yardımcı olur.
Aerobik egzersizi, insülin akvititesini arttırmak için idealdir. Yürüme, yüzme, pedal çevirme gibi, fiziksel aktiviteye eklenen düzenli, uzun süreli ve ölçülü artışlar, insülini önemli ölçüde düşürebilir.