Yazı sanatı, insanın tecrübelerini sanatsal bir edebi sunuma çevirmesidir. Yazmak belirli edebi teknikleri takip eden ve alansal klasikleri sürdüren özenli bir zanaattir. (akademik çevreden yayımcılığa) yaratıcı yazarlıkta çoğu alan en az bir lisans derecesi, genellikle yaratıcı yazarlıkta bir güzel sanatlarda yüksek lisans ya da edebiyat, basın ya da ilgili bir alanda edebiyat fakültesinde yüksek lisans, yüksek bir derece gerektirir.

Fikirlerinizi kelimelere dönüştürme

Okuyucuyu hapsedin. Hayır, gerçekten kelepçelemek değil! Onları çalışmanızın içine sokun. Tekrar tekrar okumaları ve asla ayrılmak istememeleri için, onları bir sonraki kitabınızda da kelepçelemenizi istemeleri için onları yazınızın içine çekin. Bunu yapmak için aşağıda bazı teknikler var:

Duygular. Bizler dünyayı duygularımız yoluyla algılarız ve deneyimleriz. Sürükleyici ve inandırıcı bir çalışma; okuyucularına görme, dokunma, tatma, duyma ve koklama sağlar. Somut detaylar. Bu tarz detaylar yazıda neler olduğuna dair özel bir kavrama sağlar. Bir resmi genelleştirmek –“kız çok güzeldi”- yerine daha özel olun: “Aralarına papatyalar koyulmuş uzun, altın sarısı örgüleri vardı.”

Daha çok bildiğiniz konularla ilgili yazın. Eğer bir şeye daha çok aşikarsanız, onunla ilgili daha detaylı, gerçekçi ve bolca yazabilirsiniz. Çalışmanız için önemli bir detayı bilmiyorsanız araştırma yapın. Google’a bakın. Bilen birilerine sorun. Bir durum, kişi, ya da yer hakkında ne kadar çok bilginiz olursa o bilgileri sayfa üzerinde o kadar gerçekçi bir şekilde yorumlayabileceksiniz.

Yapı üzerine düşünün. Kimi zaman, bir hikaye yazmanın en iyi yolu ‘Linear Yapı’dır. Giriş, gelişme ve sonuç. ancak, hikaye yazmanın birçok yolu vardır. Medya konularını düşünün- hikayenin en şiddetli yerlerde başladığını veya geçmişe ait birçok şeyle karıştırılan bir hikaye. Hikayenizin ilerleyişine bağlı olarak yapınızı seçin.

Bakış açısı üzerine düşünün. Toplamda 9 farklı bakış açısı vardır. 3 ana kategori birinci, ikinci ve üçüncü şahıstır. Bakış açısına karar verirken okuyucularınızın hangi bilgilere ulaşmak isteyeceklerini düşünün.

Birinci bakış açısı : ‘Ben’

Dahil- yazar hikayede aktiftir ve anlatıcıdır.

Tarafsız- yazar özellikle kendi hikayesini değil de ana karakterin hikayesini anlatır.

Çoğul (biz)- kolektif yazar belki de geniş bir grup insan.

İkinci bakış açısı: ‘Sen’

Karışık, anlatıcı kendini tatsız düşünceler,davranışlar,anılardan uzak tutarak kendini yazar olarak ifade ediyor.

Sen: kendi eşsiz özellikleriyle farklı bir karakter

Sen: okuyucunun direkt adresi

Sen: hikayedeki aktif karakterin okuyanı

Üçüncü bakış açısı: Bir karakter ismi

İlahi: anlatıcı her şeyi bilir, hikayeye hükmeder ve yazarı tamamlar, hükümler savurabilir.

Sınırlı: bu bakış açısı bir şey kaçırır. Siz daha sınırlı hale geldiğiniz için gittikçe küçülen bir bakış açısı gibidir.

Yalnızca karakterlerin duygu ve düşünceleri—Harry Potter, Harry’nin duygu ve düşünceleriyle sınırlıdır

Doğrudan gözlemci—bir anlatıcının olayı anlatması ama karakterlerin duygularını açıkça sezinleyemez.

Varlığı fark edilmeyen gözlemci—anlatıcı, olayı uzaktan izleyen bir ajan ama her şeye saklı değil, bilgi anlatıcının konumuyla sınırlıdır.